İçimde sürekli bir öğrenme açlığı var. Evrende ne varsa, her şeyi öğrenmek istiyorum. Bazen halay çekmeyi, bazen origamiyi, bazen de yeni bir yemek tarifini. Fakat içimdeki bu bilgi açlığını bir türlü gideremiyorum. Bu, ölünceye dek böyle sürer umarım. Şimdi yeni tutkum "felsefe öğrenmek". Aslında tutku kelimesi bir anda parlayan ve sönen duyguları anlatır. Öyleyse yeni merakım diyeyim. Neden felsefe öğrenmeliyim, ya da öğrenmeliyiz? Ben kendime göre bazı saptamalar yaptım. Şöyle:
"Akıl" konusunda saplantılarımız var. İdealizm bizi dogmatik düşüncelere hapsediyor. Diyalektik düşünmemizi engelliyor. Önümüzdeki binlerce seçeneğin farkına varamıyoruz. "Akıllıca olan, akla yatkın budur" deyip, sistemin önümüze sürdüğü yanlışlıkları doğru gibi görüyoruz.
Özgür düşünen, eksiklikleriyle, zayıflıklarıyla kendini kabul eden bireylere ihtiyacımız var.
Başımıza gelen her türlü olayı "Bu,benim kaderimdir" diyerek, bütün suçu kadere yüklüyoruz. Bu da bizi çaresiz insanlara dönüştürüyor. Mücadeleden soğuyoruz.
İnsanlar arası iletişimimiz zayıf, var olan iletişim ise onların gelir dağılımlarına göre değişiyor.
Felsefe yaşamımızı yaşanır kılmada bir işleve sahip olabilir. İnsan doğasını anlamamıza yardımcı olacaktır.
Felsefe bize eleştirmeyi, yeni değerler yaratmayı, dünyayı yeniden yorumlamayı öğretecek. Böyle düşünen biri egemen güçler tarafından beynimize sokulmaya çalışılan bütün yanlışlara baş kaldıracak ve haksızlıklara boyun eğmeyecektir.
Elimde Nietzsche'nin bazı kitapları var. İlk olarak "Ahlakın soykütüğü üstüne" adlı kitabını okuyacağım. Neden ahlak felsefesiyle başladım? Ülkemizde özellikle cinsellik konusunda aşılmaz bir tabu var. Ailelerimiz bizimle bu konuyu hiç konuşmadı ama biz çocuklarımızla bu konuları konuşabilmeliyiz. Bu tarz sorulara ayıp, günah diyerek cevaplar vermemeliyiz.Bunun aksi durumunda tecavüz, cinsel taciz ya da hayvanları kullanma tarzındaki haberler gazetelerin ön sayfalarından asla eksik olmayacak. Kendi bedenimizden utandığımız günler artık geride kalmalı. Cinsellik insan gerçeğinin bir parçasıdır, aşkın dışa vurumudur. Bu konuda Nietzsche'in ünlü bir sözü var: "Eros'u zehirleyen tek tanrılı dinler olmuştur." diyor. Ahlak konusunda da köle ahlakı olarak nitelendirdiği geleneksel ahlak anlayışına karşı, ahlak dışı bir öğreti kurmaya çalışmıştır. Ben de bu konuda kendimi eğitmek istiyorum. İlk defa bir Nietzsche kitabı okuyacağım için çok heyecanlıyım. Büyük bir coşkuyla başlıyorum...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder